Translate

11 Haziran 2015 Perşembe

Fransa Gezisi

Günaydın arkadaşlar!

Yazarken en çok zorlanacağım yazı bu olacak galiba. Hem giden fotoğraflar açısından hemde uzun zaman sonra yazıyor olmamdan dolayı. Demek ki neymiş herşeyi hemen yazıp yayınlamak gerekiyormuş :)


Belçika'dan sonra Paris'e gitmek istedik.Oralara kadar gidip göremesem içimde kalırdı.Hoş Almanya'ya kadar gidip Berlin'e gidememek içimde kaldı ama.. Sabahın erken saatlerinde başladık gezimize iyi ki de erken başlamışız. Gece her ne kadar Paris'te olsak da o muhteşem ışıltılı Eiffelî  göremedim. Benim şansıma malesef ışıklandırma yapılmamıştı :( 


İlk olarak Champs-Élysées Caddesinden, bilinen adıyla Şanzelize'den başladık.Sabahın erken saatlerinde olduğu için midir bilemem çok kalabalık değildi.Günün diğer saatlerinde giden arkadaşlar varsa paylaşabilirler bizimle. 



Gördüğünüz gibi bir kaç insan var sadece.Sağlı sollu mağazaların olduğu, bildiğimiz gibi bir çok ünlü markanında yer aldığı gezilesi görülesi bir cadde. Deyim yerindeyse sabahın köründe geldiğimiz için kahvaltı olarak tercihimiz kruvasan oldu tabiki. Türkiye'de satılan hazır kruvasanlara artık başka bir isim bulmak gerekiyor orada yediklerimizin yanında..


Caddenin sonuna kadar yürüyünce karşımıza Zafer takı çıkıyor. Arc de Triomphe de diyebiliriz. Charles de Gaulle Meydanının ortasında yer alan bu tarihi anıt 49m yüksekliğindeymiş.  


Fotoğraf çekme işlemini de hallettiğimize göre bir sonraki durağa geçebiliriz.. 
Buradan sonraki durağımız tabi ki Eiffel Kulesiydi. Yada Tour Eiffel.




Kulenin güzelliğinden olsa gerek kötü kare yakalamanıza imkan yok gibi.Ben nerdeyse çektiğim her fotoya bayıldım..

Sabah erken olduğuiçin çok fazla kuyruk yoktu bilet satın almak için.Ama aşağı indiğimizde iyiki erken gelmişiz dedik. Felaket bir kalabalık vardı bilet kuyruğunda.. 


İşte tamda yapmak istediğim şey bu! Fotoğraf çekimine gelen çiftler. İnş bir gün böyle fotolarımı da yayınlama şansım olur...Öylesine gidilen bir zamanda bile gelinlik alıp gidebileceğim yerlerden biri.
Çıkarken merdivenleri saymak isteyebilirsiniz bence uğraşmayın merdivenlerde kaçıncı basamakta olduğunuz zaten yazıyor..
Manzarası muhteşemdi doğrusu.. İşte bir kaç foto sizlere.




Bunlarda panaromik fotolar.




Bir tane de süslü püslü bişiler koymak istedim..


Daha gidilmesi gereken yerler vardı ama dönmemiz gerekiyordu. Louvre Müzesi, Disneyland, Notre dame Katedrali, Pont des arts çimde kalanlar arasında. Tekrar gitmek için her yerde bir bahane bırakmak gerekiyor bence.. 
Gelelim başka bir konuya konaklama yapacaklara tavsiyem küçük bir otelde yada hostelde kalmaya karar verdiyseniz odanızı mutlaka görün.. Zira temizlik hak getire..Biz bir otele gitmiştik odayı görelim dedik önce.Kapıdan girmemle çıkmam bir oldu.Ömrüm boyunca öyle pis bir koku koklayacağımı sanmıyorum daha. Sanırım tek tavsiyemde bu olur.. Bütçeniz el veriyorsa konaklama için uygun bir yer seçin el vermiyorsa biraz daha dikkatli olmanız gerekiyor.. 






27 Mayıs 2015 Çarşamba

Kartepe

Günaydın arkadaşlar!

Kartepe günü birlik yaptığımız bir geziydi. Çok uzun sürmediğini de ekleyeyim hemen.Kayak mevsimi geçtiği için fazla zamanımızı almadı.
İlk olarak Sapanca gölüyle başlamış olduk turumuza.Neden ise yolumuzu bulamamış olmamız.Aslında güzel de oldu. Seka kampa giden yol o kadar güzeldi ki kendimi bir an avrupada gibi hissettim.


Piknik yapmadığımız için fazla vakit kaybetmeden Kartepe yoluna düştük. Öğle vakti olduğu için epey acıkmıştık.İnternetten daha önce bulduğumuz restauranta gittik. 





Resimlerde gördüğünüz yer, yemek yediğimiz yerin karşısıydı. Bana biraz Saklıkenti anımsattı. 

Yemek faslı bittikten sonra manzarası güzel olan bu yere gittik. İsmini malesef hatırlamıyorum. Reklam yapmakta istemiyorum. :) 




Aslında bir şey itiraf etmek gerekiyorsa kartepeye gitme amacımız yemek yemek ve sonrasında Gebze'de arkadaşımı görmekti.

26 Mayıs 2015 Salı

Belçika gezisi

Hepinize kocaman merhaba,
Almanya gezimize kaldığımız yerden devam ediyoruz.Güzel bir seri olacak gibi geliyor bana.

Almanya’ya geleli bir hafta oldu bir önceki yazımda da bunu belirtmiştim. Buralarda bir hafta geçirdikten sonra Brüksel’e gitmeye karar verdik. Brüksel deyince aklıma ilk Atomium geliyor. Aslında gezimize buradan başlamadık ama yazıma buradan başlamak daha güzel olur diye düşündüm.
Belçikaya nasıl gittik?Neler yaptık?
Buradan Ali abi'ye çok çok teşekkür ediyorum gezi boyunca bize arabayla eşlik ettiği için.Avrupa'nın bir çok yerinde ulaşım trenle sağlanıyor. Çok zorluk çekeceğinizi sanmıyorum. 




Bu güzel yoldan geçerek vardık Atomium’a. İnsana huzur veren muhteşem sonbahar görüntüsü. Saatlerce kalıp bakası geliyor insanın. 


Şimdi sizi birkaç fotoğrafla baş başa bırakıyorum. Değişik açılardan çekilmiş Atomium fotoğraflarını umarım beğenirsiniz. Fotoğraf çekme konusunda pek iyi değilim malum.

  







Bu tarz gezilerde nedense yağmur beni pek seviyor. Aslında bende seviyorum yağmuru :)Yaz kış demeden hep peşimde..

 

 


Atomium’un içinde bu fotoğrafta gördüğünüz ilginç eşyalar var. Halı da var porselende değişik ama müthiş bir manzarası var. Ben genelde yüksek katları çok seviyorum daha çok huzurlu hissediyorum kendimi. 
Atomium’da ki hediyelik eşya mağazaları kapanmıştı.:( Bizde belki bir şeyler buluruz ümidiyle tekrar çarşıya geçtik.  Geç saatlere kalacaksınız ilk gördüğünüz yerden hediyeliklerinizi alabilirsiniz. Benim favorilerim genelde buzdolabı süsleri ve maketler... 



Fotolara yandan bakacağız biraz.Bu katedralin ismi Cathedral of St. Michael and St. Gudula.
 Resimleri buraya ekledikten sonra çevirmek için bir yol bilen varsa paylaşırsa mutlu olurum :)


Galeries Royales Saint Hubert


La Monnaie Belçikanın önce gelen tiyatrolarından biri. Tam adı: "Théâtre Royal de la Monnaie
Koninklijke Muntschouwburg" 


Botaniqiue Brükselde bayıldığım diğer yapılardan biri.


Bu kilise Botaniqiue in tam karşısında yer alıyor. 


Bu anıtsal sütunun ismi Colonne du congrès. 1850-1859 yılları arasında  Charles Rogier in girişimiyle, Joseph Poelaert dizayn etmiştir.2002 - 2008 yılları arasında restore edilmiş. Şehrin ortasından geçen teller malesef kötü bir görüntü oluşturuyor.







Uzun süre sonra yazıları düzenlemenin kötü yanı bu olsa gerek.Bir çok şeyi unutuyorum. Resimde gördüğünüz kilise de ismini unuttuklarım arasında :( 

Yeme içme konusuna gelince benim öğrendiğim iki tane yiyecek var. Birincisi gaufre de liege bizim bildiğimiz adıyla Waffle. Diğeri ise  moule frites.Bu da Midyeli patates kızartması.
Günübirlik yapılan gezimizin sonuna geldik.Eğer sizinde paylaşmak istedikleriniz varsa yorum olarak bırakabilirsiniz.
Çok planlı gezi olmadığı için Manneken Pis heykelini göremedik malesef.Tekrar gitmek için bir sebebimiz olsun ama değil mi :)

Not:Fransa ve Hollanda ile ilgili çok fazla resim ekleyemeceğim malesef. Hdd bozulduğu için bütün fotoğraflara elveda demek zorunda kaldım. Elimizde kalanlarla idare edeceğiz.Siz siz olun 78541266521 kere yedekleyin fotolarınızı:(