Adalar deyince hemen aklıma teomanın o şarkısı geliyor..
"Akşama doğru azalırsa yağmur kız kulesi ve adalar
Ahh burda olsan çok güzel hala istanbulda sonbahar..."
Adalara Mayıs ayında gittik. Pazar gününü tercih etmiştik ama sanırım hata etmişiz. Aşırı bir kalabalık vardı.
Büyük adaya vardığımızda ilk işimiz hemen hemen herkesin yaptığı gibi faytona binmekti.Tabi felaket bir kuyruk vardı. Neyse ki hızlı ilerliyord.4 kişi de binseniz 1 kişi de binseniz aynı fiyatı ödüyorsunuz.İsterseni kısa veya uzun tur alma şansınız var yada gitmek istediğiniz yere kadar gidebiliyorsunuz. Tabi fiyat buna göre değişiyor. Biz kiliseye kadar faytonla gittik. Bu arada tahmin edersiniz ki biraz koku oluyor.
Ama sonra alışıyorsunuz kokuya..Farkında olmadan
Yaklaşık 15-20 dk sonra kilisenin yoluna varıyoruz. Asıl yolculuk burdan sonra başlıyor.15 dk kadar dik bir yokuş çıkıyorsunuz. Ama yolda giderken size eşlik eden manzara inanın hiç birşey hatırlamıyor.
Kilisenin içinde malesef foto çekmek yasak. Etrafında bu güzel manzara sizi bekliyor işte.. İstanbulu seyretmek adı verebileceğiniz tablo gibi bir görüntü.
Manzaranın tadına vardıktan sonra dönüş başladı. Dönüşte yürümeyi tercih ettik.
İyiki de tercih etmişiz dedirten güzellikte evlerle karşılaştık. Bunlardan bazılarını yukarıda bulabilirsiniz. Elbette bu kadar değil ama daha fazlası için ufaktan bir adalar turu yapabilirsiniz.
Gitmişken yapılacak şeylerden biri de dondurma yemek. Klasik alıştığımız külah dondurmalara çikolata sosu yaparak üzerine fındık vs ile süslüyorlar o şekilde yiyorsunuz. Dondurma denince akan sular duruyor bende. O yüzden foto çekmek aklıma bile gelmemiş.Ama sizi merakta bırakmamak adına internetten bir foto paylaşayım.
Mmmm. olsa da yesek..
Evet bu gezimizin de sonuna geldik. Sevgiyle kalın...